Ağrıyı yapan bal

Karadeniz Teknik Üniversitesinde (KTÜ) fen adamları, özütündeki grayanotoksin dolayısıyla zehirleyici etkiye ehil olduğu amacıyla Karadeniz’de ”deli bal” adına tanıdık balın, fareler üstünde yaptıkları deneylerde analjezik etkileri olduğunu belirledi.
Bili adamları, balın, tutarık ve diyabet ile seksüel gücü artırıcı, tansiyonu düşürücü, nabzı yavaşlatıcı etkileri olup olmadığını bile araştırdıkları ”acı bal”ın günde 1 öz kaşığı tüketilmesi, fazlasının zehirlenmeye hassaten ölüme kez açabileceği uyarısında bulundu.
KTÜ Ivedi Tababet Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Abdülkadir Yavuz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ”bal tutması” veya ”acı bal” zehirlenmesinin, Karadeniz kıyısı boyunca uzanan dirim alanlarında esbak yıllardan beri bilindiğini, ”deli bal”ın yörede ”kestane balı” namına birlikte adlandırıldığını belirtti.
Kestane balının adalet beyninde bir nice afiyet sonununa bol geldiğinin söylendiğini rapor eden Gürbüz, ”Bu nedenle acı bal kendisine de bilinen kestane balı özellikle yörede makro şekilde tüketiliyor. Biz bunun ilmî temeli olup olmadığını araştırıyoruz. Bu konular karşı laboratuvar çalışmalarımız yürüyor. Elimizde majör veriler var, ancak eksiksiz mücahede elan yok. Elimizdeki verilerden bazıları olumlu yönde. analjezik özelliği üstüne yaptığımız çalışmalarda ağrının üzerinde inhibitör olduğuna dayalı elimizde bilgiler var” dedi.
TARİHTEKİ İLK BİYOLOJİK SİLAH; ”DELİ BAL”
Abdülkadir Gürbüz, Karadeniz Bölgesinin denize nazır yamaçlarındaki bitki örtüsünden elde edilen balların tıpkı kısmının insanları zehirlediğine dayalı ister hayvan gerekse laedri bilgilerin kuşaktan kuşağa aktarıldığını söyledi.
”Düzgüsüz bal” zehirlenmesinin ilk kez MÖ 401’de Atinalı müverrih ve kargaşa komutanı Xenephon vasıtasıyla tanımlandığını anlatım eden Yavuz, ”Xenephon, ‘Anabass’ ünlü eserinde Pers Kralı Ataxerses II’ye karşı yapılan bire bir seferde, Türkiye’nin Şark Karadeniz bölgesinde konakladıkları yerde deli bal yiyen askerlerin zehirlendiğini tabir etmiştir” diyerek konuştu.
Gürbüz, Xenophon tarafından ”deli bal” zehirlenmesinin, şu şekilde aktarıldığını anlattı:
”Onların arzularını kışkırtan yegâne molekül içleri bal ile yoğun sayısız peteklerdi. Ballardan tadan askerler ishal ve kusmadan dermansız düştüler ve bacaklarının üzerine kalkamaz arkaç geldiler. Sarhoş olmuş, delirmiş ve ölümün kapısında yere kapaklanmış şekildeydiler. Yüzlercesi yere yığılıp kaldı. Ertesi aktarılma ise hiçbiri ölmedi ve serian bütünü balı yedikleri saatten tamlık tıpkısı zaman sonraları benzeri saatte güçlerini toplamaya başladılar. 3 ve 4. devir bacakları üstünde durur ayla geldiler.”
Gine düzgüsüz balın MÖ 67’de Kral Mithradates IV yoluyla Kuzeydoğu Anadolu’birlikte Pompeyin ordularına karşı kullanıldığını belirten Gürbüz, ”Başdanışman, Yunanlı hekim Kateus’un tavsiyesi üzerine, ilerleyen Romalıların yolu üzerine içi acı bal ile mahmul petekler yerleştirilmiş ve taktiksel tıpkı ricat yapmıştır. Bu peteklerden yiyen Romalılar argın düşerek emeksiz tembel hale getirilmiş. Bu olayda görülmektedir kim deli bal, tarihte beğenilen geçmiş kimyasal silahtır” dedi.
”ZEHİRLENMELERDE ALINAN BAL MİKTARI 5 İLE 30 GRAM”
Yavuz, arıların ”deli bal”ı komar çiçekleri ile zifin çiçeklerinin özütlerinden elde ettiklerini tabir ederek, ”Bu çiçekler, Anadolu’üstelik Karadeniz’e kıyısı olan bilcümle faziletli alanlarda mevcut. Mayıs sonu itibariyle yaylalar rengarenk komar ve sifin çiçekleriyle kaplanıyor. Bu çiçeklere konan arıların yaptığı baldaki çiçeklerin özütünde grayanotoksin adlı kimyevi sebebiyle, bal zehirleyici tartı gösterebiliyor. Zehrin etkisi söz konusu çiçeklerin açtığı dönemdeki gelgel şartlarıyla da ilgili. Şayet çiçeklerin açtığı geçmiş günlerde yağmur yağarsa grayanotoksin etkisi azalıyor. Dolayısıyla çiçeklerden üretilen balın birlikte tüketicileri ağılama ihtimali düşüyor” diye konuştu.
Anormal balın herkeste keskin etkisi meydana getirmeyebileceğini belirten Gürbüz, şunları söyledi:
”Fakat nazik çoğunluk baldan etkilenir. Zehirlenme tansiyonun düşmesi ve kalbin güç çarpması sunma kesif görülen belirtilerdir. Bu iki belirgi zehirlenmeye maruz kalanların yüzdelik 90’ından fazlasında gelişir. Ayrıksı sık tanıdık semptomlar terleme, budalalık ve dimağ değişikliğidir. Apansızın bilinç kaybı, çift ve tütsülü rüyet, salya üretiminin artması görülebilir. Bildirilmiş olguların hızla tamamında kardiyak ritm sorunu bildirilmiştir.”
Zehirlenmelerde sayı farkı alınan bal miktarının 5 ile 30 gram namına rapor edildiğine dikkati çeken Yavuz, ”Semptomlar alımdan bilahare 20 dakika ile 2 saat içerisinde başlar. Alınmış tıpkı haddinden fazla bal örneğinde ızdırap, ağır bire bir konuşamayan vardır. Hafif zehirlenmelerde 2-6 saat gözlemden bilahare pestil sakıncasız benzeri şekilde taburcu edilebilir. Tedavi edilmemiş sakil zehirlenmelerde büyük semptomlar ve belirtiler sunma geç 24 saat süresince kaybolur. Bu sürenin sonuna büyüklüğünde kül bulgular normale döner” diyerek konuştu.
Gürbüz, acı bal zehirlenmesi, tanısı, tedavisi, mütenavip tıpta kullanım nedenlerinin çıktı çağcıl tıbbın bulguları ışığında daha bereketli anlaşılmaya başlandığını anlatarak, ”Hekim zehirlenmeden şüpheleniyorsa, hastadan çevrim zarfında ne yediğine dayalı uzun bilgi almalıdır. Yerli marketlerden alınmış işlenmemiş bal tüketip tüketmediği sorgulanmalıdır. Aynasız ballardan, polen ve toksin tespiti amacıyla emsal alınmalıdır. Zehirlenmiş hastalar akıllıca hazır para desteği ve atropine genelde mebzul karşılık verirler” dedi.
”BİR ÖZ KAŞIĞI BAL İNSANA AVANTAJ SAĞLAR”
Doç. Dr. Abdülkadir Gürbüz, Evgin Tababet Anabilim Dalı, Fizyoloji Tıp Anabilim Dalı ve Biyoloji Anabilim Dalından da görevlilerin vadi aldığı ekiple, ”acı bal”ın balkı, tutarga, diyabet ve cinsî aheste üstüne etkilerini araştırdıklarını söyledi.
Fareler üstünde yürüttükleri çalışmalarda somut bilgilere daha ulaşmadıklarını anlatım fail Doç. Dr. Yavuz, şunları kaydetti:
”Ama oylumlu gelişmeler elde ettik. Mütenavip tıpta kullanılan verileri imdi tıp tarihinde yerini almasını istiyoruz. Dünyada takkadak bu bölgede olan ve cinsel gücü artırdığını tespit için çalışmalarımız bitmeme ediyor. Bire Bir öz kaşığı acı bal insana avantaj sağlar, ilavesi ise zehirlenmeye ayrıca ölüme bile götürebilir.”
ZEHİRLENME HALİNDE YAPILMASI GEREKENLER
Karadeniz’de üretilen seçme balın bu özellikte olmadığını birlikte belirten Gürbüz, şunları kaydetti:
”Balın kişiyi tuttuğu anlaşıldığında, tansiyonu düşmüşse ayakları yukarı kaldırılmalı ve yer güdük zamanda hastaneye getirilmesi gerekir. Hastaya serum desteği sağlanması ve ”Atropin” ünlü ilacın verilmesi gerekir. Bilinçsizce istihlak ölüm derecesinde sav yaratabiliyor. Bunu umum sağlığı sorunu namına ele alıp önlemlerin alınması gerekir.”
Gürbüz, Karadenizde gelişigüzel sene 5-10 bin vakanın baldan kaynaklı zehirlenmeye maruz kaldığını anlayış ettiklerini sözlerine ekledi.

Share: