Hareket bölgesinde kurduğu onkoloji merkeziyle amansız hastalık hastalarına imge oldu

Hatay’üstelik depremin ardından kanser hastalarının evgin otama ihtiyacı amacıyla Dörtyol Devlet Hastanesi’ne ilk defa onkoloji merkezi ve kemoterapi ünitesi kuran Doç. Dr. Cengiz Karaçin, “Çadırda küsurat, tedavisi 2-3 hafta gecikmiş amansız hastalık hastaları vardı, onlara ihtiyaçları olan tedavileri verebilmenin mutluluğunu yaşadık. İyi ki ‘Gelir misin’ diyen o telefonu aldım gani kim akseptans ettim ve iyi kim Hatay’a gittim.” dedi.

Ankara Onkoloji Hastanesi Tıbbi Onkoloji Kliniği İdari Sorumlusu Karaçin, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta meydana mevrut depremlerin ardından Türkiye’nin ciharıyek yanından bölgeye başvurmak üzere gönüllü çok sayıda hekim arasındaydı.

Karaçin, AA muhabirine, depremden bildirme çokça etkilenen illerden Hatay’dahi ivedi tedavi ihtiyacı bulunan amansız hastalık hastaları üzere onkoloji merkezi ve kemoterapi ünitesini faaliyete nakil süreçlerini anlattı.

Depremin ardından hastanedeki onkoloji hekimleri ve Türk Tıbbi Onkoloji Derneği ile bölgeye zahir bindi sağlanabileceğine ilişkin çalışmalara başladıklarını aktaran Karaçin, kendisinin üstelik kayran aldığı tıbbi onkoloji alanında fahri doktor listesi oluşturarak Esenlik Bakanlığına bildirdiklerini söyledi.

“Telefon geldiğinde göz kırpmadan akseptans ettim”

Doç. Dr. Cengiz Karaçin, bu kapsamda 26 Şubat’ta görevlendirme telefonunu aldığını belirterek, “Afiyet Bakanlığı ile Hatay Dörtyol Celal Hastanesi yönetimi, orada ayrımsız onkoloji merkezi kurmayı ve bu kapsamda aynı tıbbi onkoloji uzmanı görevlendirilmesini planlamıştı. Bana telefon geldiğinde gözü kapalı akseptans ettim, tezce 26 Şubat’ta Hatay’ın Dörtyol ilçesine gittim.” diye konuştu.

Dörtyol Çap Hastanesinin henüz önceki amansız hastalık tedavi hizmeti vermediğini, hakeza benzeri merkezi ilk defa hastanede kuracaklarını nâkil Karaçin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bölgede İskenderun Oran Hastanesinde tıbbi onkoloji hizmeti veren ekipten Safiye bacı ile iletişime geçtik. O birlikte geçici görevlendirmeyi akseptans etti. Böylecene bu alanda tecrübeli ayrımsız hemşireyi hastaneye para aktarımı etmiş olduk. Arkası Sıra bir lahzada eksiklikleri belirledik. Esasında Dörtyol Oran Hastanesi üstelik öncesinde tıbbi onkoloji hizmeti yüklemek amacıyla hazırlıklar yapıyormuş, depremin ardından gelişigüzel bu süreci hızlandırmış olduk.”

Üç çevrim içre onkoloji merkezi kuruldu, evvel hastalar akseptans edildi

Onkoloji merkezi üzere eksikliklerin tedbir edilmesinde hastane yönetiminin, fahri personelin kendilerine vahim bindi sağladığını söyleyen Doç. Dr. Karaçin, “Onkoloji merkezi amacıyla 27 Şubat’ta başladığımız hazırlıkları 1 Mart’ta tamamladık ve bu zaman itibarıyla geçmiş hastalarımız gelmeye başladı. İlk tedavimizi de akciğer kanseri olan aynı hastaya kemoterapi olarak başladık.” dedi.

“Çadırda küsurat, tedavisi gecikmiş kanser hastaları vardı”

Başvuran hasta sayısının dolaşma geçtikçe arttığını dile getiren Karaçin, şöyle devam etti:

“Yoz yer sarsıntısı bölgesinden çıkamayan, farklı illere gidemeyen kanser hastalarının olduğuna şahit olduk. Ankara ve yer illere tedavilerinin gecikmemesi için vasıl hastaların beraberinde oradan çıkamayan hastaların olduğunu, 10 hastadan 4’ünün bu durumda olabileceğini hesap ediyorduk. Gerçekten hakeza olduğunu gördük. Çadırda artan, tedavisi 2-3 hafta gecikmiş amansız hastalık hastaları vardı. Bu hastalara ihtiyaçları olan tedavileri verebilmenin benzeri nebze bile olsa mutluluğunu yaşadık.”

Cengiz Karaçin, onkoloji merkezinin kurulmasına katkılarından dünya Keyif Bakanlığı, şifahane yönetimi ve Tıbbi Onkoloji Derneğine teşekkürlerini iletti.

“Amansız Hastalık hastalarına bu tedaviyi ulaştırabilmek beni çok mutlu etti”

Doç. Dr. Karaçin, Hatay’da gördüğü korkulu yıkımın kendisini çok içten sarstığını dile getirerek, şu değerlendirmelerde bulundu

“Dörtyol Çap Hastanesinde daha önceki amansız hastalık tedavisi uygulanmıyordu. Buraya sıfırdan kimyasal tedavi ünitesi, onkoloji merkezi dayamak bana talih oldu. Böyle ayrımsız dönemde depremzede hastalara ulaşabilmek, dokunabilmek beni ayrıca bahtiyar etti. Birçoğumuz bir duyguları yaşadık, depremlerden sonradan enkaz altında, evsiz kalan insanları düşündükçe olduğumuz yerde vicdanen şizoit hissettik. Oraya gidebilmek, otama alamayan kanser hastalarına bu tedaviyi ulaştırabilmek beni çok mutlu etti. İyi ki ‘gelir misin’ diyen o telefonu aldım gani kim akseptans ettim ve ongun ki gittim.”

Share: