Yüzde 4 nema bekleniyor

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Umumi Sekreteri Ekrem Keskin, 2013 yılında Türkiye üzere büyümenin yüzdelik 4 namına hesap pusulası edildiğini söyledi.
Uluslararası gelişmeler, 2012 yılının 4. çeyreğine ilgili veriler ışığında, Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektöründe yaşanan güncel gelişmeleri değerlendirmek, 2013 yılına yönelik beklentileri tesahup etmek ve düşünce alışverişinde yatmak amacıyla, TBB Genel Sekreteri Ekrem Kötü’in katılımı ile anadan görme brifing toplantısı gerçekleştirildi.
Toplantıda konuşan Acı, 2013 yılına toptan ekonominin optimist girdiğini belirterek ”Mali piyasalarda riskler ‘büyük ölçüde kontrol altına alındı” algısı yayılıyor. Finansal istikrarı sürdürmenin maliyeti fiskal istikrarı tartışır kuzuluk getirdi. Izahat faiz oranlarının düşük kalmaya devam edeceğini gösteriyor. Nema için beklentiler daha optimist” dedi.
Mali piyasaların bütünleşmiş kendisine çalışmadığını, piyasalarda yürek tesisinin yoğun olduğunu bu nedenle risk iştahının adım adım arttığını anlatan Şiddetli, ”Gelişmekte olan ülkeler (GOÜ), anamal akımlarının yönetilmesine, büyümeyi çöz kaynaklara dayandırmaya, istikrarı sağlamaya ehemmiyet veriyor” diye niteleyerek konuştu.
2013 yılı tahmini kendisine mütekâmil ülkelerin amme takanak stokunun gayrisafi güçlükle içi hasılaya oranının yüzdelik 114 olduğunu tamlayan Acı, ”Ülkemizde ise bu oranın yüzde 35 seviyesinde olmasını adisyon ediyoruz” dedi.
Arsıulusal Mal Fonu raporuna göre 7 kaslı ülkenin ağırlıklı doğruluk ürem oranın 2012 yılında sıfıra mail düzeyde olduğuna dikkati çekici Şiddetli, şöyle konuştu:
”Türkiye’bile enflasyona bakarak ayarladığımızda bu çap 0,5, berenarı andıran aynı düzeyde. Dolayısıyla arsıulusal piyasalarda oluşan fiyatlar Türkiye’yi birlikte etkiliyor. Akse büyümeyi kısık şekilde etkiledi. Küresel tahaccüm 2008-2012 yılları ortada yüzde 2,9 seviyesinde büyüdü. Gelişmiş ülkelerdeki büyüme ise az daha yüzde 3’ten 0,5’e geriledi. KEZ ülkelerinde ise bire bir dönemde yüzde 0,2 daralmış. Ülkemizde ise 1994-2007 arasında yüzdelik 5 olan averaj büyüme 2008-2012 yılları beyninde yüzdelik 3,3 oldu. Toptan kriz tamlık ülkelerde nema oranlarını bayağı çekti.
2013 yılı eş ayında düzeltilmiş edilen verilere bakarak global tahaccüm 2013 yılı amacıyla yüzdelik 3,5, kaslı ülkeler üzere yüzdelik 1,4, AB ülkeleri için yüzde -0,2, gelişmekte olan ülkeler amacıyla yüzde 5,5 ve Türkiye için yüzdelik 4 namına oranlama ediliyor.”
Gelişmekte olan ülkelerde gündemin sermaye hareketlerinin yönetilmesi olduğunu rapor eden Incitici, ”2007 yılında GOÜ’lere 1 trilyon 250 milyar dolar ile en üst düzeyde resülmal hareketi yaşandı. 2008 ve 2009 yıllarında tıpkı eksilme olsa birlikte yeniden yükseliş trendine girdi. Türkiye’ye ecnebi sermeye girişi evvelce yüzdelik 3-4 platosunda iken, 2009 yılında itibaren yüzdelik 6’lar seviyesine yükseldi. GOÜ’lere revan sermaye akımlarından Türkiye’nin aldığı payı artırdığını görüyoruz. Bu nedenle resülmal hareketlerinin yönetilmesi son merhale önemlidir” dedi.
”Fonlama maliyetindeki düşüş Repo oranlarına yansımıyor”
Türkiye’deki gelişmelere ilgilendiren namına büyümenin hızlanacağına müteveccih beklentinin bilgili olduğunu tabir eden Incitici, ”Tasarruf oranında misyon fevk yön. Tasarruf açığı düştü, bibi efdal olduğunu görüyoruz. Karşılık istikrarına, elan bağan enflasyonda vurgu artıyor, bu bizleri sevindiriyor. Hat Bankamızın yüzdelik 5 şişkinlik hedefi var. Enflasyonun henüz bayağı çekilmesinde Model Bankası’nın çabasında herkesin bindi vermesi gerekiyor. Anamal girişlerinde gaile bodur vadeli olmaması yönünde. Nema oranlarında düşüş vardı son çeyrekte. Fonlama maliyeti düşüyor olsa bile para ve ihtiyatlı bankacılık politikası tedbirleri kredi faizlerini bire bir hızda düşmeyeceğini gösteriyor” dedi.
-2013 yılında güven büyümesi yüzdelik 14-16-
2013 yılına dayalı beklentileri da paylaşan Biberli, bankacılığın adam olmak ve büyültmek istediğini, sektörün 2013 büyümesi için vacip emniyet talebini karşılayacak güçte olduğunu anlatım etti.
Dağ, tahminlere bakarak 2013 yılında bankacılık sektöründe toplanmış aktiflerin yüzdelik 12-14 artarak 1 trilyon 556 milyon liralık olacağını belirterek, şunları kaydetti:
”Cesaret büyümesinin yüzde 14-16 ile 930 milyar liraya, mevduatların yüzde 12-14 ile 925 bilyon liraya, özkaynaklar yüzde 13-14 ile 202 bilyon liraya ve us yüzde 12-14 ile 26 milyar liraya yükselmesini anlayış ediyoruz.
Bu büyümeyi ve mali istikrarı arkalamak için özkaynakların canlı kalmaya devam etmesi gerekiyor. Kar performansı bile özkaynak büyümesini desteklemelidir. 2013 yılında bütün aktiflerin GSYH’ya oranının yüzde 99-100, kredilerin GSYH’ya oranının yüzde 59-60, kredilerin mevduata oranının yüzde 98-101, özkaynakların mecmu aktiflere oranının yüzde 12,5-13,3 ve özkaynak karlılığının yüzdelik 12-12,5 aralığında olacağını tutum ediyoruz.”
Ekrem Üzücü, Türkiye’bile Form Bankası’nın, BDDK’nın yahut hükümetin sinyallerini çok tez algılayan ve bunu kararlarıyla yatırımcılara ve girişimcilere yansıtan bir bankacılık sistemi olduğunu söyledi.
Izdırap, sektörün güzeşte yıllarda olduğu gibi önceliklerinin başında piyasalardaki istikrarın korunması olduğuna belen fail Biberli, sektörün diğer öncelikleri konusunda şöyle konuştu:
”Bankacılık sektörü, ekonomide büyümenin yargılama, hızlı veya sakil değil, sürekli büyüme ve kararlı olmasından yana. Düzenlemelerin hem içerde hem dışarda rekabetçi tıpkı düzlem yaratmasını istiyor. Canlı aynı teftiş olmasını ikbal ediyor. Canlı özkaynaklar ile özkaynakları destekleyecek riziko-kar dengesi bile sektörün diğer öncelikleri ortada. Bu çerçevede bakıldığında 2012 yılının önce yarısında bütün aktif büyümesi GSYH’nın altındaydı. Yılın tamamında ise GSYH’nın bire bir cirim üzerine sorti olacağız.”
Kredilerin 2012 yılının akıbet çeyreğinde benzeri miktar büyüdüğünü anlatım eden Biberli, bu yılın önce çeyreğinde emniyet büyümesinin bitmeme edeceğini belirtti.
Dünyada tarz bankalarının yahut hükümetlerin gönderdiği sinyalleri algılama gücünün cılız olduğuna dikkati çeken Şiddetli, ”Türkiye’birlikte Eşkal Bankası’nın, BDDK’nın yahut hükümetin sinyallerini çok acele algılayan ve bunu kararlarıyla yatırımcılara ve girişimcilere yansıtan benzeri bankacılık sistemi var” dedi.
-”Kredilerdeki büyüme öngörülenin üstünde olabilir”-
Mevduatın 2012 yılının ikinci yarıdan itibaren hızlanmaya başladığını ve kredilerdeki hızlanmaya dahi bakıldığında aradaki farkın açılmadığını ve birbirine yaklaşmaya başladığını vurgulayan Yara, ”Bu boyut Suret Bankası’nın akan açığın arama altına alınmasında önem verdiği tıpkı laf. Şayet artırım oranında bire bir artma evet ve bu mevduat oranlarına yansır ise kredilerdeki büyüme öngörülenin üstünde da çıkabilir. Çabucak dışarıdan fonlama ile büyümenin çokça hızlı olması istenmiyor” değerlendirmesinde bulundu.
Kırıcı, mevduatlardaki temel büyümenin Türk Lirası mevduattaki artıştan kaynaklandığını belirterek, bu durumun muhteşem tıpkısı gelişme olduğunu tabir etti.
Bankacılık sektöründe 2012 yılında kredilerin mecmu aktiflere oranının yüzdelik 59’a ulaştığını söyleyen Acı, zımnında aktiflerin üçte ikisinin yüreklilik olduğunu belirterek, ”Ticari ve ferdî kredilerin öz içindeki dağılımında kısık benzeri ayrım olmadı. Kredilerin yüzde 33’ü ferdî ve yüzdelik 67’si ticari kredilerden oluşuyor” şeklinde konuştu.
Ateş, KOBİ’lerin krediye ulaşımında dahi gelişim kaydedildiğine değinerek, ”2012 yılında kredi kullanan KOBİ sayısının 1 milyon 800 bine ulaştığını görüyoruz. Emniyet yavaşlamasının KOBİ kredilerine bile yansıdığını söyleyebiliriz” dedi.
-Mevduatın kredilere oranı 2012 teşrinisani ayıda yüzdelik 62-
Bankaların fonlama yapısında değişimin sürdüğünü tamlayan Yara, ”2008 yılında yüzdelik 62 olan mevduatın hep aktiflere oranı 2012 yılı teşrinisani ayında yüzde 56’ya geriledi. Mevduat dışı kaynaklar ise 2008 yılında yüzde 19 iken 2012 yılı teşrinisani ayında yüzde 23’e ulaştı” bilgilerini verdi.
Keder, tahsili gecikmiş alacaklarda (TGA) iyileşmenin yaşandığını belirterek, alelhusus sonuç çeyrekte yaşanan güven hacmindeki artışla TGA’ların kredilere oranının 2012 sene böylecene yüzde 2,9 olduğunu söyledi. Kurumsal kredilerde bu oranın yüzdelik 2,8, mütemmim kredilerinde yüzde 2,1 ve emniyet kartlarında ise yüzde 5,4 olduğunu tabir eden Şiddetli, müft çek ve protestolu senetlere ilişkin namına ”İbrazında karşılıksız sâdır çek oranı yüzdelik 4,5-5 aralığında 2000’li yılların altında” diyerek konuştu.
-SRY’de Türkiye ilk beşte-
2012 yılı Teşrinisani sonu itibariyle bankacılık sektörü özkaynaklarının 177 bilyon liraya ulaştığını belirten Izdırap, ” Başıboş özkaynaklar ise 141 milyar ile berenarı faal aynı misil. Anamal yeterlilik rasyosu (SYR) ise yüzde 17,6. Dünyada bu orana erbap ülkeler beyninde Türkiye geçmiş beşte meydan alıyor diyebiliriz” dedi.
Yara, bankaların riziko yapısının birlikte değiştiğini vurgulayarak, ”Bankacılık sisteminin dengelem yapısı değiştikçe özkaynakların önemi daha birlikte artacak. Özkaynakların önemini sağlayıcı ise sektörün riziko ve kar dengesini koruyan ayrımsız özkaynak karlılığına eş olmaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Mali kurumların piyasa değerinin krizle alay malay azaldığını 2012 yılında gine toparlanmaya başladığını tamlayan Izdırap, henüz 2010 yılı seviyesine ulaşılmadığını ve şu anda etraf değerinin 110 milyar dolar seviyesine ulaştığını rapor etti.
Keder, 2012 yılı teşrinisani ayı itibariyle yıllıklandırılmış değerlere bakıldığında sektörün zaman kemiksiz karının yüzdelik 18 ile 23 bilyon 377 milyon liraya ulaştığını belirtti.
-TTK 380. maddesinin değiştirilmesi-
Ateş TBB olarak Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’nun 380. maddesi ile ait bazı değişikliklerin yapılması yerine çalışmalar yaptıklarını anlatarak, ”TTK’nın 380. maddesi ayrımsız A şirketinin tıpkısı B şirketini satın alması sırasında B şirketinin hisselerini veya varlıklarını garanti gösterip itimat almasını düzenleyen benzeri konu. Düzenleme bu uygulamayı yasaklıyor. Bu dahi özellikle proje finansmanı, iştirak satın almaları ve özelleştirme süreci içinde bankacılık açısından kredilendirmeyi etkileyecek tıpkısı unsur. Bu durumu hükümete ve ait kurumlara ileteceğiz” diye konuştu.
Çığlık ayrıca, Sermaye Piyasası Kanununun zir düzenlemeleri, arsıulusal düzenlemeler, kararsız ve gri alanların düzeltilmesi, terörizmin finansmanı ile mücadele düzenlemesi, risk merkezi çalışmaları, fiktif işlemlerin engellenmesi ve idarehane harçlarının ödenmesinde dönemsellik uygulanması konularında çalışmaların devam ettiğini belirtti.
-Bankacılık soruşturması-
Derinti böylece soruları yanıtlayan Ateş, Rakiplik Kurumu’nun bankalarla ilişik soruşturması hakkında ise şöyle konuştu:
”Bu konuyla ayrıntılı bire bir bilgim bulunmayan. Basına yansıdığıyla biliyorum. Rakiplik Kurumu’nun bankacılık sektörüne gayrı sektörlerden işleyişi, düzenlemeleri ve denetleme hususları dikkate alındığında elan kırılan değerlendireceğini tahmin ediyorum ve Başkanın açıklamaları bu yönde.
Bankaların piyasanın genel gidişatı, toptan krizde olan bitenle ilgilendiren değerlendirmelerini risk yönetimi açısından sonsuz değerlendiren tıpkı göz. Bu konuşmaların kadrolu tıpkısı çizi olarak algılanmaması gerektiğini düşünüyorum.” (AA)
 

Share: