Amasra’da maden ocağındaki yangının sönmesi baraj sızdırmazlığıyla olanaklı

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Madencilik ve Maden Tart Bölümü Başkanı Prof. Dr. Kemal Barış, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesine ilişkin eroin ocağında 14 Ekim’üstelik meydana mevrut patlamanın arkası sıra çıkan yangının sönmesinin, düz yazı edilen barajların sızdırmazlıklarının sağlanması, azot gazı basılmasına devam edilmesi ve bu sayede barajların arkasına müvellidülhumuza girişinin engellenmesi yoluyla olanaklı olabileceğini söyledi.

Sulh, AA muhabirine, kömür ocağında kızışma/kendinden yanma yahut her sebeple münhal alevli yangın oluşması durumunda, ocağın muayyen benzeri kısmının ya da bazen durumlarda kül ocağın barajlanarak yangının oksijenle irtibatının kesilmesi ve arama altına alınması gerektiğini söyledi.

Ocaklarda barajların kuruluş amaçlarının bulunduğunu dile getiren Hazar, “Bunlar; cuşiş bölgesine müvellidülhumuza girişini çelmek, patlamaya dayanabilen tıpkı engel düşünmek, barometrik tazyik değişimleri dolayısıyla atmosferin bileşiminde meydana gelecek değişiklikleri sunma örgen uğratmak ve bozuk açıklıkların kâin ocakla irtibatını kesmektir.” değerlendirmesinde bulundu.

Barış, ocakta henüz kısık riskler olduğunda tam hatim evet birlikte tüm ocağın barajlanmasının söz konusu olabileceğine belen ederek, “Esasen, bire bir vadi altı kömür ocağında ayrıntılı göl ayağı panolarının barajlanmasına kıyasla TTK Amasra Müessesesinde yaşanan dramatik kazada olduğu kabil cümle katın evet da ocağın barajlanması nadiren karşılaşılabilecek bir durumdur. Çünkü bu tür bire bir tedbirin alınması amacıyla ocakta nazik aynı nâr yaşanmış olması ve ocakta gösterişli risklerin bulunması gerekmektedir.” diye konuştu.

Patlama risklerinin bulunması zımnında barajlamanın tür olan bildirme kısa sürede tamamlanması gerektiğinin altını çizen Barış, “Özellikle gazlı ocaklarda patlama tehlikesi derece derece artmaktadır. Bu genişlik, alelhusus patlamaya dayanıklı barajların tamamlanmasına yakın ve havalandırmanın sınırlandırıldığı durumlarda ortaya çıkmaktadır.” ifadesini kullandı.

Barajlanan alanın hacmi oldukça olursa çabuk sonuç alınabilir

Hazar, baraj yerinin seçiminde arz mehabetli kriterin, yangının olduğu bölgenin bağlantılı tekmil açıklıklarla ilişkisini tahsis etmek olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Barajın arkasına azot gazı basılması (inertizasyon) gibi tekniklerin uygulanması durumunda barajlanan alanın hacmi küçültülmeli, sonunda hızlı sonuçlar alabilmek için barajlar yangına mail mensur edilmelidir. Fakat elan oldukça hacimlerde gizil tıpkı patlayıcı atmosferin gelişmesi çokça elan aceleci olacaktır. Bu nitelik olası aynı patlamada barajlar üstüne güçlük edecek basınçların bile faziletkâr olmasına sebep olacaktır.

Barajlar yangından henüz uzağa düz yazı edilir ve barajlanacak tutar balaban tutulursa bu durumda patlayıcı tıpkı atmosferin gelişmesi üzere görece namına elan tafsilatlı devir gerekecektir. Fakat bu kez üstelik alanın nazik olması nedeniyle barajlanan bölgedeki cevvi koşulların mukavemetli hale gelmesi ayrıntılı sürecektir. Nitrojen gazı enjeksiyonu üzere tekniklerin uygulandığı durumlarda nitrojen gazının basıldığı hacmin balaban olması, hem işlemlerin ince sürmesine hem bile maliyetin artmasına faktör olabilmektedir.”

Sulh, TTK Amasra Müessesinde kaymakamlık sonrasında ocakta aheste atmosfer koşullarının bulunması ve bu nedenle barajların yangından ırak bir noktaya olmak zorunda kalınmasının, yangının ne ant söneceği üzerine bire bir öngörüde bulunmayı imkânsız kıldığını aktardı.

Barış, “Yangının sönmesi ancak nesir edilen barajların sızdırmazlıklarının sağlanması, azot gazı basılmasına bitmeme edilmesi ve bu sayede ocağa müvellidülhumuza girişinin engellenmesi yoluyla olabilir gözükmektedir. Yangının seyri konusunda istimara yapabilmek için baraj arkasındaki gaz konsantrasyonlarının ve bu gaz konsantrasyonları kullanılarak hesaplanan değerlerin (indekslerin) kullanılmasına ihtiyaç bulunmaktadır.” ifadelerini kullandı.

Share: