Hatay ve Gaziantep’ten Aksaray’a atıf edilen 108 depremzede otama altına alındı

Kahramanmaraş merkezli iki balaban zelzele sırasında Hatay ve Gaziantep’te yaralanan 108 yurttaş, otama üzere Aksaray’a irsal edildi. Depremzedeler yaşadıkları ürkmek meşbu anları anlattı.

Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana mevrut 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki depremin ardından dokunaklı yıkımların gerçekleştiği Hatay’ın Antakya ilçesi ile Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde göçük altından çıkarılan 108 depremzede Aksaray’a irsal edildi. İki ildeki hastanelerin yoğunluğu ve cerrahi müdahalelerin sıklığı zımnında hem helikopter, hem ambulans hem dahi kişi imkanları ile Aksaray’a gelen depremzedeler, Terbiye ve Araştırma Hastanesinde otama altına makbuz. 108 depremzededen 1’i dokunaklı bakım ünitesinde müşahede altına alınırken, 11 depremzede ise ortopedi servisinde gözlem altına makbuz. 96 depremzede ise deprem alanında otama edildi.

Depreme Hatay’ın Antakya ilçesinde yakalanan vatandaşlar, yer sarsıntısı anında yaşadıklarını aktardı. Hastaneye ziyarete mevrut Aksaraylı vatandaşlar ve AFAD ekipleri birlikte depremzedeleri serbest bırakmadı. Hatay’ın Antakya ilçesi Sade Site Mahallesi’nde yıkılan bağımsız milletvekili evinde yaşadıklarını anlatan Ahmet Tamer (39), “Gecenin dördüydü, balkır çaktı, begayet yağmur vardı. Birdenbire sallanmaya başladı. Sonra benzeri oturdum, tekrar baktım yer sarsıntısı olmaya başladı. Sonraları dedim ‘Dışarı çıkalım.’ Çocukları aldım dışarı çıktık. Yer Sarsıntısı tıpkısı durmuştu o ahit, tığ kapıya yetişir yetişmez tekrar oldu. Bu sefer sert oldu. Ben evden çıktım, bostan duvarı mahmul üzerime geliyor. Cenabıhak’tan benzeri çıpa vardı, demirin konusunda düşerek bahçe duvarı iki parçaya ayrıldı. Torunlar benim üzerime düştü. Benzeri molekül olmadı, benim belim kırıldı. Bilahare komşulara bağırdık, komşular geldi. Elhamdülillah çıkardılar. Kimesne kimseye bakamıyordu, durmadan sallanıyor, saat 9’a büyüklüğünde kesintisiz sallandı. Komşular üzerime poşet getirip bıraktılar. Kimesne aynı şeye arkalama edemedi. Hastanede yeğenim hemşireydi. Onu aradık, ‘Amca burada sayrılarevi tıklım tıklım kırcı, kimesne kimseye yardım edemiyor’ dedi. Damar yolunu açtı, serumu taktı. ‘Seni biz eksantrik şehre gönderelim, başka tıpkı şehre gidin’ dedi. Baktık dedik biz Aksaray’a gelelim. Burada akrabalar dahi vardı zaten, ondan sonradan buraya geldik. Kişi imkanımızla geldik. Esen olsun balaban abim arabaya attılar, bilahare buraya getirdiler. Anlatılmaz o anlatılmaz, şu zaman o veca anlatılmıyor. Anca aynı şeydi ki yani facia koptu dedik. Ayrımsız parıltı çaktı, bire bir de baran, bir birlikte fasılasız sallanıyordu ki kayırıcı ayakta duramıyor. Düşürüyor, kimse ayakta duramıyor. Hep o tarafa bu tarafa koşuyorlar. Herkesin, komşuların binası komple dağılmış. Meşbu hiçbirisi çıkamamışlar. Öyle format” dedi.

Antakya Akevler Mahallesi’ndeki İbrahim Akgün Apartmanı’nda yaşananları anlatan Enes Dedeoğlu (37) ise, “Antakya kalıp Akevler Mahallesi’nde oturuyorum. Deprem simultane bir tane odada kalıyorduk. Çocuklarım Mehmet Hak, Zeynep ve eşim omuz omuza benzeri yerde yatıyorduk. Zelzele anında eşim ‘Hareket oluyor’ dedi. O dakika Mehmet Akıllıca’i duvar kenarından yanımıza aldık. Yadırgatıcı etkisiyle, ölçüsüz gürültü sesiyle duvarlar yıkıldı. Duvarın üstü eşime geldi. Ego o korkuyla Zeynep ve Mehmet Muhik’i aldım. Yalın kadem koridordan arabanın içine koydum. Eşimi almaya gelirken de ikinci artçı yer sarsıntısı oldu. Eşimin ayağı kırıldığı amacıyla merdivenlerden inemedik. Daha sonraları ikinci katta oturduğum üzere çekyatları aşağıya attım. Balya döşekleri bilcümle oraya attım ki tazyik azalsın atlama esnasında. Geçmiş ben atladım, sonradan eşim atladı. Atladığı esnada üçüncü deprem oldu. Eşimi kucağıma aldım, arabaya koydum. Değişik komşularımıza üstelik elimden geldiği kadar arkalama ettim. Kilitlenmiş olanlar vardı, onları kırdık. Delmek şartıyla taşıdık. Etrafta maatteessüf bilcümle binalar yıkılmıştı. 5-10 parmağı geçecek sağlam çatı kalmamıştı ve insanlar şiddetli atıyordu. Maalesef çokça acı aynı an, Allah kimseye yaşatmasın böyle benzeri şeyi. Vatana millete eski olsun. İnsanlar bağırıyordu. 8 kıvrım yapı. Ego İbrahim Akgün Apartmanı’nda kalıyordum. A Blok baştan sona yenilgi, 8 kıvrım, insanlar orada bağırıyor. Yapacak ayrımsız şey bulunmayan, baran, antipatik. Ben doğrusu eşimi kurtarma derdindeyim o an, eşimi kurtardım ama onları kurtaracak rastgele imkanımız yoktu. Diğer binadaki sağlam olan arkadaşları kurtardık. Ondan sonradan sabah gün ağardığında etrafa baktığımda maatteessüf hep binaların yıkıldığını gördüm. On Paralık kuvvetli yapı namevcut, duranların dahi kolonları çatlamış, defolmak üzereydi, yani içler acısıydı” diye konuştu. – AKSARAY

Share: