İstanbul Üniversitesi’nin fahri sağlıkçıları Hatay’da depremzedelerin yaralarını sarıyor

İstanbul Üniversitesi’nin gönüllü sağlıkçıları Hatay’dahi depremzedelerin yaralarını sarıyor

HATAY – Umum ortada Çapa adına bilinen İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nden 11 fahri afiyet çalışanı depremzedelerin yaralarını iletilmek için Hatay’a geldi. Sağlıkçılar, “Aynı faydamız olsun, elimizden geleni yapalım diye hakeza tıpkısı sürece giriştik. Hastalara apotr olmanın yanı sıra meslektaşlarımız kendilerini yalnız hissetmesinler, serbest olmadıklarını bilsinler diye, cümle Türkiye’deki hekimler olarak onların yanındayız” dedi.

Kahramanmaraş merkezli depremlerden yeryüzü haddinden fazla etkilenen şehirlerden biri olan Hatay’a geçmiş andan itibaren binlerce fahri geldi. Onların zarfında umum beyninde “Çapa Tababet” namına aşina İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesinin sağlıkçıları dahi var. Çapa’dan mevrut 11 şahsiyet kol, hem depremzedelerin yaralarını girmek hem üstelik bölgedeki meslektaşlarına arkalamak üzere KUL yoluyla kurularak Türkiye’ye teyit edilen Badiye Hastanesinde göreve başladı. 11 sağlıkçının 2’sinin dahiliye, 1’inin plastik cerrahi, 1’inin sinir bilimi, 1’inin psikiyatri, 1’inin ışın bilimi bölümlerinde, 3’ünün laboratuvar teknikeri, 2’sinin bile tıbbi sekreter yerine çalıştığı öğrenildi. Sağlıkçılar gönüllü namına geldiklerini ve geçmiş günden itibaren çok sayıda depremzedeyi otama ettiklerini söyledi.

“Hepimiz fahri olarak geldik”

Zelzele bölgesine fahri namına geldiklerini nâkil Ehlivukuf Psikiyatrist Dr. Irmak Polat, “Buraya hem depremden etkilenen vatandaşlarımıza, onların yakınlarına, mukteza tıbbi desteği sağlayabilmek için geldik. Hem dahi buradaki afiyet çalışanı arkadaşlarımız ve doktorlarımızdan bile ne efsus ki hem kayıpları oldu hem hayatta kalıyor olsalar dahi depremden haddinden fazla vahim şekilde fiziksel ve ruhsal yerine etkilendiler. Onlara dahi destek olmak, dayanışmayı biraz henüz artırabilmek ve onların dinlenmesine birazcık imkân keşfetmek amacıyla görevi onlardan devralmak için geldik. Sadme sonrası stres bozukluğu vakalarını görüyorum, panik bozukluğu, koskocaman anksiyete bozukluğu, sorun bozukluğu yani hâl hastalığı, bunları görüyorum. Yas tabii kim çokça şişman ölçüde görüyorum. Sağlık çalışanları çok fedakar bir şekilde dinlenmeye devir üstelik ayırmadan aslında işlemek amacıyla düzentileme harcıyorlar. Ancak bu noktada kendileri de tükenme önünde hangi efsus kim, böyle bire bir riskle cebin karşıyalar. Ben burada elimden geldiğince esenlik çalışanı arkadaşlarımızla üstelik görüşmeler yapıyorum. Onlarla bile dayanışmayı desteklemek için onları dahi psikososyal gerekirse de psikiyatrik destek yöneltmek için buradayız. Bunu de çok önemsiyorum. Buradaki bilcümle İstanbul Tıp Fakültesinde çalışan arkadaşlarımız hepimiz gönüllüyüz, gönüllü namına geldik” dedi.

“Ayrımsız faydamız olsun, elimizden geleni yapalım diye niteleyerek böyle ayrımsız sürece giriştik”

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tababet Fakültesinde Araştırma Görevlisi Doktor kendisine görev işleyen Hüseyin Birey Yücel ise, “İstanbul’dan, İstanbul Tababet Fakültesinden buraya kol yerine geldik. Depremin olduğu ilk saatlerden itibaren doğrusu gönüllüler lisesine ismimizi yazdırdık. Burada, buradaki felakete biraz üstelik faydamız dokunsun diye niteleyerek, elimizden geleni yapalım diye niteleyerek böyle benzeri sürece giriştik. Kısaca tıpkı kamer sonra YÖK görevlendirmesiyle tığ buraya geldik. Kestirmece dört gündür buradayız. Ayrımsız on dönüş henüz burada kalacağız. Burada çıktı evgin plastik cerrahi polikliniği, ortopedi polikliniğiyle gelişigüzel koordineli çalışıyoruz, ayaktan gelen hastaları otama ediyoruz. Greftleme dediğimiz kap yaması ile hastaların yaralarının kapatmalarını yapıyoruz. Ivedili el yaralanmaları, ivedi beniz yaralanmalarda da ameliyathanemizle engelleme ediyoruz. İnsanlar beklediğinden haddinden fazla elan pozitifler burada. Yakınlarını kaybedenler, kendilerinde kayıpları olanlar, kolunu bacağını vesaire kaybetse bile o insanların çokça pozitif olduğunu gördüm. Beni en çok şaşırtıcı molekül şimdilik bu” diyerek konuştu.

“Meslektaşlarımız kendilerini yalnız hissetmesinler diye onların yanındayız”

Çapa’dan Hatay’a gelen bire bir eksantrik sağlıkçı İç Hastalıkları Araştırma Görevlisi Doktoru Übeyde Ayşe Gülseren de, “Öncelikle hastalara koruyucu olmanın birlikte meslektaşlarımız kendilerini bekâr hissetmesinler, serbest olmadıklarını bilsinler diye niteleyerek, cümle Türkiye’deki hekimler yerine onların yanındayız. Bunu ayırt etsinler istedik. Depremden bilahare bütün aklımızdaydı ama peyderpey grup olarak gelindi, organize olunması gerekiyordu. Fahri olmuştuk, bizim görevlendirmemiz dört ahit kadar evvel çıktı. O yüzden bakir gelebildik. Seçkin şeyin henüz hamur olduğunu hissettik. Tığ İstanbul’üstelik da bir acıları hissettiğimizi düşünüyorduk. Amma burada kalkmak, depremi yaşamış insanların gözünün içine andırmak rastgele şeyi henüz gerçekçi kuzuluk getirdi. Bu bizim imgeleme edemediğimiz tıpkı şiddetli sıradan. O yüzden geldiğimiz için haddinden fazla memnunuz şu zaman buraya. Onlarla beraberinde gelmek, İstanbul’da olup azabını hissetmekten çok henüz gani hissettiriyor bize. Umarım onlara da daha mebzul hissettiriyordur burada olmamız. O yüzden buradayız. Hepimiz gönüllü kendisine geldik. Bize zorunlu bir görevlendirme çıkmadı. Buna ihtiyaç birlikte olmadı. Zira burada hekimler her antlaşma boşlukları doldurmaya amade. Bizler birlikte fahri adına YÖK marifetiyle geldik buraya” ifadelerini kullandı.

Share: