ZONGULDAK – Depremin ardından Düzce’nin doğusu ile batısının 20 santimetre uzaklaştığı belirlendi

Zonguldak BEÜ Rektör Yardımcısı ve Geomatik Mühendisi Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, Düzce depremine ilgilendiren, “Toplamda 19 ila 20 santim Düzce’nin doğusu ile batısı, birbirine göre bir tarafı kuzeye giderken özge tarafı güneye akla yatkın cereyan etmiş. Bu bize şurası gösteriyor; bu fay, Şimal Anadolu Fayı’ndan ayrı, bağımsız benzeri kırık zira Kuzey Anadolu Fayı’nın akım karakteristiği sağa ufki hareket yapar.” dedi.

Üniversitenin Mühendislik Fakültesi Uzay Teknolojileri ve Konumsal Çözümleme Laboratuvarı üyeleri, 23 Kasım’dahi Gölyaka ilçesinde meydana gelen 5,9 büyüklüğündeki depremin peşi sıra SAR uydu görüntüleri yoluyla yüzeydeki hareketlenmeleri inceledi.

Değerlendirmeler sonucu toplamda 19 ila 20 santim, Düzce’nin doğusu ile batısının birbirine bakarak tıpkı tarafı kuzeye giderken başka tarafının güneye akla yatkın cereyan ettiği belirlendi.

“Makro olan bina ve zemin ilişkisi müesses, mühendislik hizmeti almış binalarda yaşayabilmek”

Prof. Dr. Kutoğlu, gazetecilere, analizler sonucunda görüntü incelendiğinde yatayda ve düşeyde hareketlerin meydana geldiği, nedeniyle fayın hem yatay hem dahi şakuli akıntı fail oblik kırık tanımında olduğunu söyledi.

Kutoğlu, şunları kaydetti:

“Görüntüye baktığınız takdirde Düzce merkezin bulunduğu şark tarafında kısaca 4 ila 5 santimetre büyüklüğünde, fayın gün batısı tarafında 15 ila 16 santimetre boyutunda bire bir debi olduğu ortaya çıkıyor yatayda. Dolayısıyla toplamda 19 ila 20 santim Düzce’nin doğusu ile batısı birbirine bakarak tıpkısı tarafı kuzeye giderken sair tarafı güneye akilane cereyan etmiş. Bu bize şunu gösteriyor; bu fay, Şimal Küçük Asya Fayı’ndan ayrı, hür tıpkı fay zira Şimal Küçük Asya Fayı’nın hareket karakteristiği sağa yatay cereyan yapar. Yapılan değerlendirmeler bu fayın kestirmece 10 kilometre boyunda sol ufki cereyan yaptığını gösteriyor.”

Bu fayın bakir bire bir sarsıntı üretip üretmeyeceğinin nikbet konusu olduğuna işaret eden Kutoğlu, “Elde edilen bilgilere bakarak kestirmece 10-11 kilometrelik aynı kırık. Bunun üretebileceği maksimum deprem 6 kadar hesaplanır. Yaratacağı yüzeydeki hasar bile kısaca 20 ila 22 santimetre civarındadır. Elimizdeki bulgular bu faydaki enerjinin ağız ağıza boşaldığını gösteriyor. Bittabi bu fayın etrafında, bölgede ayrıksı irili ufaklı faylar var. Dolayısıyla bu faylara bu depremin kesinkes bire bir tetiklemesi, etkilemesi kabil. Dolayısıyla bu kolda değil ama bambaşka kollarda orta boyutta depremler ileriki dönemlerde enerjisini özge faylara aktarmış durumda.” değerlendirmesini yaptı.

Kutoğlu, depremin, Kuzey Rum Fayı’ndan ayrı bire bir mekanizmada meydana geldiğinden muhtemel Marmara Depremi’ne direkt bire bir etkisi olmayacağını dile getirerek, “Ama bu şu kavrama gelmiyor – orada elhak kümeli tıpkı stres var – sadece kuzeydeki kollarda değil, güneydeki kollarda bile ileriki vadede buralarda yer sarsıntısı olmayacağı anlamına gelmiyor. Bunun amacıyla güneş vermemiz gibi değil. Ancak olasılıklar konuşulabiliyor. 2100 yılına büyüklüğünde yüzdelik 80-90 seviyelerinde depremin meydana gelmesi bekleniyor. Bunu şu anda olasılık namına bahsediyoruz. Teknolojinin bizi getirdiği düz bura. Bu ferda da benzer 5 sene sonraları birlikte türlü amma 2100 yılına büyüklüğünde yüzdelik 90 olasılıkla olması bekleniyor.” ifadelerini kullandı.

Herhangi Bir depremin ardından Marmara Depremi’nin konuşulduğunu belirten Kutoğlu, çabucak Marmara’ya odaklanmanın doğru olmayacağını, herkesin durumun farkında olması gerektiğini vurguladı.

Kutoğlu, “Metrukiyet edin, gidin.” kadar korkutucu izahat yapıldığına değinerek, “Esasında baktığınız zaman üstünde yaşadığınız zemini bildiğiniz ve ona uygun büyüklükte tıpkısı düşünülmüş binada yaşadığınız takdirde 7 büyüklüğündeki sarsıntı size zarar vermeyecektir. Yüce olan bina ve istinatgâh ilişkisi kurulmuş, mühendislik hizmeti almış binalarda yaşayabilmek. Seçme dönüş bu korkuyla yaşanmaz. Koca olan yaşadığımız zemini ve binayı bileceğiz.” diye konuştu.

“Sol yanal atımlı benzeri fay oluşumu etkisi görmüş bulunmaktayız”

Zonguldak (BEÜ) Geomatik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Çağlar Bayık, SAR uydu görüntülerini kullanarak yaptığı çalışmayla Düzce hat ve Gölyaka kısımları arasında artan bölümlerde 2,5 ile 4 santimetreye büyüklüğünde ayrımsız yükselme olduğunu belirledi.

Bayık, günümüzde depremin etkilerini hızlı tıpkısı şekilde belirleyebilmenin ehemmiyet kazandığını söyledi.

Çalışmasında açıktan kavrama tekniğinin eke aynı parçası olan SAR peyk görüntülerini kullanarak Düzce’deki sarsıntı karşı yer değiştirmeleri belirlediklerini tamlayan Bayık, “Çalışmalara bakarak iki nüsha söve kullandık. Bu çerçeveler sonucunda da yatay ve düşey hareketleri net olarak belirleyebildik. Kâin belirlediğimiz değerler 7,5 santim ile 9 santim ortada değişmektedir.” dedi.

Bayık, etkilenen alanların Düzce forma ve Gölyaka’ya makul olan kısımların muayyen bir alanı kapsadığını dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Elde ettiğimiz bulgulara bakarak çıkan sonuçlar sol yanal atımlı ayrımsız kırık özelliğine erbap olduğunu söyleyebiliriz. Genel namına sair çalışmalardan elde ettiğimiz sonuçlardan farklı tıpkı serencam olarak de genelde Şimal Rum Fay Hattı’nın sağ atımlı yanal ayrımsız kırık hattı olduğunu biliyoruz. Burada ilginç tıpkı şekilde sol yanal atımlı ayrımsız kırık oluşumu etkisi görmüş bulunmaktayız. Burada 7,5 ve 9 santimetre dediğimiz olayda 7,5 santimetreye büyüklüğünde bir batma anlaşılan alanlarda 9 santimetreye büyüklüğünde birlikte benzeri yücelme yerine söyleyebiliriz. Genel anlamda benzer vermemiz gerekirse bölgeye ilişkin Düzce format ve Gölyaka kısımları beyninde kalan bölümlerde 2,5 ile 4 santimetreye kadar bire bir itila olduğunu kesin şekilde söyleyebiliriz.”

Share: