Can Kuşu sağlığı uzmanı Prof. Dr. Konuk depremin insanlar üzerindeki etkilerini değerlendirdi Açıklaması

Düzce Üniversitesi (DÜ) Tababet Fakültesi Yetişek Araştırma ve Aplikasyon Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Akademisyen Prof. Dr. Numan Konuk, Kahramanmaraş merkezli depremlerin peşi sıra uykusuzluk, çaresizlik, coşkunluk kabilinden durumları şu aşamada normal kabul ettiklerini belirterek, “Bunların geçiştirilmesi, yatıştırılması, teskin edilmesi dahi gerekmiyor büyük problemlere posta açmadığı müddetçe. Bu duyguların yaşanması yalın kat.” dedi.

Mihman, AA muhabirine, depremlerin boyutunun çokça büyük olduğunu, afetin arkası sıra peş seviyede yaşanan isim hareketliliğinin da ikincil problemler kendisine ortaya çıktığını söyledi.

Depremlerin meydana geldiği yassı koşullarına değinen Mihman, “İklim koşullarının acı olduğu tıpkısı ortamda acı yaşandı. Başka yandan bile pandemiden bakir çıkmıştık. Normalleşme sürecinde insanların afetlere gücünün, takatinin kalmadığı ayrımsız dönemde balya geldi.” ifadesini kullandı.

Konuk, depremin insanlar üzerinde oluşturduğu etkilerden bahsederek, “Afetten sonradan duyguların iç içe mürur durumu var. Hırs, çaresizlik ve yas süreci iç içe giriyor. Takiben birlikte daha devreye girmeyen kabullenme süreci girecek. İnsanlar afetin büyüklüğünü daha kabullenmiş değil. Icap yüklülük alanı gerek coğrafyası gerekse etkilediği kütle bakımından haddinden fazla farkında değil insanlar. Bizler üstelik haddinden fazla farkında değiliz halen. Biraz devir geçince bu kabullenmelere bakacağız, o devir yorum yapacağız. Hamur kıymetlendirme ise bu aşamadan sonra oluyor.” diye konuştu.

Depremin yıkmacı etkisine belen fail Misafir, şöyle devam etti:

“Bu yaşadığımız haddinden fazla büyük trajedi. Lüzumlu duygusal kaybı gerekse yaşattığı yıkımın büyüklüğü bakımından çabucak orada yaşayanları değil, ülkenin başka bölgesindeki insanları bile etkiledi. Tehdidin kök kısmı var; o dahi tığ sarsıntı ülkesiyiz. ‘Bugün orada oldu, acaba yarın yaşadığımız yerde mi olacak?’ diyerek insanlar gergin. Özellikle Düzce kabilinden daha önceki deprem muammer insanlar bu beklentinin çok farkındalar. 1999’bile ağustos ve kasım depremlerini peş peşe muammer insanlar, hareket tehdidinin farkında adına yaşıyor.

Öte yandan iri yerleşme alanları ve kayırıcı popülasyonunun yoğun olduğu İzmir, İstanbul, Ankara üzere illerde yaşayanlar, yer sarsıntısı tehdidini bir pandemide olduğu kadar ‘Ne antlaşma yakalanacağım, şüphesiz yakalanacağım, ne koşullarda yakalanacağım?’ çaresizliği, öfkesi ve telaşı içerisinde bekliyor. Uykusuzluk, çaresizlik, hırs kadar durumları şu aşamada normal akseptans ediyoruz. Bunların geçiştirilmesi, yatıştırılması, teskin edilmesi bile gerekmiyor büyük problemlere nöbet açmadığı müddetçe. Bu duyguların yaşanması macerasız.”

“Profesyonellerden üstelik ruh bilimsel anlamda etkilenenler oldu”

Konuk, bölgede düzenlenen çalışmalara bindi veren vazifeli veya gönüllülerin psikoloji yönden işlek olması gerektiğini vurgulayarak, “Bölgede resmi görevlilerin dışında gidip çalışmalara katılan gönüllüler dahi altyapısında ruhsal problemler varsa alplık rolüne girmemeli. Hepimiz bu dönemde yiğitlik rolüne soyunduk. Bu uzanım, zamanla altındaki problemlerle birlikte tükenmişlik durumu oluşturuyor. Birçok kişi istekli birlikte olsa hakeza bire bir afete ilk defa şahit oldu. Onlardan bile bu durumdan ruh bilimsel anlamda etkilenen oldu. Taharri istirdat ekiplerinden sağlıkçılardan ve güvenlik güçlerinden geçmişte hakeza görevde bulunmuş patika gruplarından bazıları bile kıran sonrası travmatize durumu yaşadı.” ifadelerini kullandı.

Bölgede müteharrik iletişim araçları mensuplarının felaketlerin aktarılmasında etik bilimi kurallara uyma etmesi gerektiğinin altını çizen Mihman, “Yani medya çalışanlarının bunu daha nötral biçimde ele alabilecek profesyonellikte olmalarını bekliyoruz. Ancak bilcümle etik bilimi kurallara uysa birlikte o bölgede fariza fail tıpkı medya mensubunun kendisinde benzeri keyif probleminin oluşmasını acayip karşılamayız. O dönemde insanların öfkelerine muhatap var olmak, onları incelemek, onları yatıştırmak görevi, geçmiş etapta iletişim araçları çalışanlarına bundan sonra. Halen henüz çıkıyor ve bu kısa sürede bitecek proses değil.” diye konuştu.

Share: