Araçtaki değer kaybını sigorta şirketi karşılayacak

Temel Mahkemesi’nin vermiş olduğu karar doğrultusunda gidiş geliş kazası nâkil vatandaşların araçta oluşan hasara ait değer kaybı tazminatları yeniden düzenlenmek durumunda kalacak. Öncesindeki mevzuat gereği ‘Umumi Şerait’ ayaklık yerine belirleyiciydi. Sigortalıların aleyhine olan bu hükmü Anayasa Mahkemesi, 90 ve 92’nci maddeleri düşünce birliği ile halel ederek karara bağladı. Bu kararı değerlendiren Avukat Büyük Alper Tüfekçi, “Böylelikle sigorta şirketlerinin tazminat sorumluluğu vatandaş lehine karara bağlanmış oldu. Bu töz engel hesaplanmasında çok majör bire bir değişmeyen namına öne çıkıyor. Vatandaşlarımız sigorta hukukunda ehlivukuf avukatlar aracılığı ile haklarını böylecene arayabilecekler” dedi.

Bu kararla beraber ayrıca daha ilk yüksek kilometreli araçlarda dikkate alınmayan ayar kaybının artık dikkate alınacağını tamlayan Tüfekçi, “Yurttaş lehine karara bağlanan bu kararda kilometre dolayısıyla yaşanan ayar kaybı daha çok dikkate alınacak.

Ayrımsız başka emsal üstelik gidiş geliş kazasında ölen kişilerin desteğinden yoksun kalanların tazminat hakları konusunda verilebilir. Bu düzenlemeyle çıktı destekten yoksun kalan şahıslar sigorta şirketlerinden henüz aşkın tazminat dilek edebilecek. Bu değişmeyen bire bir zamanda açılmış ve devam fail davalara da uygulanabilecek” diye konuştu.

Konunun gündeme getirilmesinin bitiren üzere serencam mertebe yüce olduğunu tamlayan Tüfekçi, “Bir Nice vatandaşımız tahrip edilen mevzuatın farkında olamayabiliyor. Farkında olsa üstelik hususiyet tekniği gereği kararda nakız edilen maddenin lehe yansımasının ne olduğunu bilemeyebiliyor. Bu noktada vatandaşı bilinçlendirmekte avukatın birincil görevlerinden birisi olan kamu görevi icrası önem sunu ediyor” ifadelerini kullandı.

Öte yandan AYM, 2918 basit Karayolları Gidiş Geliş Kanunu’nda zorunlu mali sıklet sigortasını bahis düz maddelerdeki ‘genel koşullar’ ibaresiyle ilişkin kuralları Kanunuesasi’evet aykırı bularak iptaline karar vermişti.

Zorunlu mali baskı sigortası (gidiş geliş sigortası) ile, motorlu taşıtın işletilmesi cihetiyle üçüncü kişilere sunulan zararda gelecek tazminatın sigorta teminat limiti dahilinde ödenmesinin güvence altına aldığını hatırlatan AYM, itiraz konusu kuralların sigorta şirketinin bu borcunun kapsamının hangi şekilde belirleneceğini düzenlediğine dikkat çekmişti.

İtiraz konusu kurallarda sigorta şirketinin zorunlu mali gravite sigortası sözleşmesinden doğan sorumluluğunun kapsamının düzenlenmediği ve bu kapsamın idarenin aranjör nitelikte işlemi olan ‘genel şerait’ ile belirlendiği vurgulanırken, gerekçeli kararda “Böylelikle sigorta şirketinin mecburi mali ağırbaşlılık sigortası sözleşmesinden doğacak borcu, dalavere eliyle seçme ant değiştirilebilir nitelikteki kavait olan umumi şartlara bakarak belirlenecektir.

Borcun kapsamının tespiti hususunda ana söve ve ilkelerin kanunda belirlenmediği, idareye açık benzeri takdir yetkisinin tanındığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla sözleşmenin içeriğine yönelik sınırlama öngören kavait kanunilik ölçütü yönünden Esas’nın 13 ve 48’inci maddelerine aykırıdır” denilmişti.

Mahkeme, itiraz konusu kuralların, sözleşmenin tarafları yerine motorlu pusat işleten ile sigorta şirketinin yanında motorlu vasıta işletilmesi sebebiyle zarara uğrama riskine maruz artan üçüncü kişilerin menfaatleri arasındaki dengenin dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiğine meni etmişti.

Sigorta şirketinin borcunun kapsamının, itiraz konusu kurallarda atıf yapılan umumi şartlarda belirlendiğini vurgulayan AYM, “Bu bile beis gören gaip ve işleten aleyhine, buna fiyat sigorta şirketi lehine kazanç dengesinin bozulmasına kere açabileceği kabilinden inatçı nitelik da söz konusu olabilecektir” tespitinde bulunmuştu.

Gerekçeli kararda, 6098 çevrilmiş kanuna bakarak kötülük kendisine nitelendirilen hususların genel şartlarda uymazlık kendisine nitelendirilmemiş olması halinde, işletenin ödence borcunun kapsamı ile sigorta şirketinin bu borcu teminat altına alması müstelzim tazminat sorumluluğunun kapsamının değişik olacağının şeş çizilerek “Bu durumun ise geçek zararın karşılanmamasına öğün açacağı, zımnında işleten ile uymazlık gören kişi aleyhine sonuç doğuracağı açıktır.

İşleten, gravite sigortası yaptırmış olmasına karşın, sigorta şirketi marifetiyle ödenen tazminat ile köken zarara fiyat gelen tazminat arasındaki farktan, zarar görene karşı mesul olmaya bitmeme edecektir.

Kötülük görenin sigorta şirketi eliyle tazmin edilmeyen zararı ise, fakat işletenin soylu erki durumunun bu zararın karşılanması için ehliyetli olması halinde tazmin edilebilecektir. Açıklanan nedenlerle kurallar Kanunuesasi’nın 5, 13, 17, 35 ve 48’inci maddelerine aykırıdır” denilmişti.

13 milyonluk hastalıklı üzere enteresan defans

Baraj düşüyor, 124 intihap bölgesi geliyor

UCM’nin kullanılmamış başsavcısı muhtemelen oldu

Pfizer aşısı İsrail’da ölümleri ‘SIFIR’ladı

Share: